29 Ocak 2023

BOĞA FERDİNAND

BOĞA FERDİNAND


Boğa Ferdinand ; adını evinden uzaklaştırılan, dövüştürülmeye zorlanan boğadan alıyor,

Çocuk kitabı olarak yayına giren Ferdinand , verdiği toplumsal mesajlar ile önemli yer tutmuş,

çizgi filme de dönüştürülmüştür.

Türkiye'deki Ferdinand ise Rizede ‘’kurban bayramı’’nda canını kurtarmayı seçerek  ,

bulunduğu hayvan pazarından kaçmış , denize atlayarak Trabzona kadar kilometrelerce yüzmüş ,

bitkin düşünce ekipler tarafından karaya çıkarılmıştır. 

Daha sonra  güncel sahiplerinden satın alınarak İzmirdeki kurtarılmış hayvan barınağına yerleştirilmiş ,

hayatına barınakta aile kurarak devam eden boğanın durumunun ise iyi olduğu söyleniyor. 

Ferdinand  kaçmadan önce, 

her sene hayvan yaşamlarının insanlara yarar sağlaması için sona erdirilmesinin bayram haline getirildiği

kurban bayramı ile  kayıp gönderge haline gelecek boğalardan yalnızca biriydi.

 Kayıp gönderge kavramı Carol Adams tarafından bize yok edilme,

sofrada bedenlerinin sunulması ve mecaz şeklinde taşınır. Bu anlatım aklıma  bir soru getiriyor

Hayvan kayıp gönderge haline gelmeden önce hayatta mıydı peki ?

Bu sorunun hayvanın insan hayatında kapladığı yerle ilgili olduğunu düşünüyorum .

Hayatta kalması en iyi ihtimal ile et ve süt danasına dönüşmek zorunda olduğunu yalnızca bir örnek 

 Boğa Ferdinand üzerinden düşünüldüğünde ise  satılmak için yaşatılan boğanın

bu sefer  yaşamının son bulması için pazara çıkarılması , beğenilere sunulması , 

açık arttırmayı andıran teklifler verilmesi ,

Judith Butler’ın kimin yaşamı yaşamaya değer sorusunu düşünmemize de sebep oluyor. 

İnsan merkezci yapı hayvanı bize araç olarak sunuyor ,

bu araç kimi zaman etinden kimi zaman sütünden yararlanılan sömürü sistemi haline geliyor .

 Ezgi Burgan sömürü sistemini , normatif iktidarı kimliksizleştirme üzerinden  kurar.

Yukarıda değindiğimiz  veyahut Ferdinand’ın adını aldığı kitaba , çizgi filme de bakacak olursak

dövüş aracı olarak kullanılmaya çalışılmasını görebilmekteyiz

 Ferdinand gibi kendi kaderini belirleyecek kadar şanslı olanlar kaçabiliyor ,

devamında ise  hayatlarını kurtarmak için yapılan  bir açık artırma ile kurtarılıyorlar

fakat her yaşam bu kadar şans faktörünü içermiyor. 

Bu nedenle Derridanın da değindiği gibi hayvanlar ile bağ kurarak 

ilişki geliştirmeli bir araca dönüştürmeden hayata almanın yollarını aramalıyız

Kaynakça

  • Jacques Derrida (2015). Hayvanlara Karşı Suç, e-skop.

https://www.e-skop.com/skopbulten/pasajlar-hayvanlara-karsi-suc/2623

  • Ezgi Burgan     (2017). Çoklu Türler Etnografisi: Yüz Yüze Bir Araştırma İmkânı 

Üzerine Düşünceler , Moment Dergi, 4(1): 115-134 

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/451165

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

İSTEYİNCE HER ŞEY MÜMKÜN: VEGAN KASAP LİMONİTA

      Çok iyi hatırlıyorum, bu yaz arkadaşlarımla bir parkta oturmuş piknik yapıyorduk. Ve sohbet esnasında bir anda arkadaşım okuldaki vega...